İnsanoğlu,
karar alma süreçlerinde çoğu zaman zorlanır. Zorlanmasında yaşadığı en önemli
temel sorunsa, aklı ile yüreği arasındaki dengeyi karar oluşturacak şekilde
olgunlaştıramamasıdır.
Bir konuda
karara ihtiyaç duyduğumuzda ; zekamız ve beraberinde geçmişten gelen
birikimlerimizin tortuları, aklımıza ; tanıdığımız veya daha önce hiç
tanımadığımız duygularımız ise yüreğimize, yön vererek ; kararlarımızın kendi
yönlendirmeleri doğrultusunda şekillenmesini sağlamaya çalışırlar. Diğer bir
ifade ile ; akıl görmeye çalışırken, yürek yaşamayı ister.
Çoğu zaman
zekamız tarafından yönetilen veya yönlendiren aklımız, karar gerektiren
konularda, bir tez öne sürer, sonrasında teze karşı bir antitez geliştirir ve
nihai olarak ise sentez üretmesi beklenirken, aklımız zekamızın baskısı ile
yeniden bir tez süreci başlatır ve bu böyle sürer gider...
Zekamızın
aklımızı aşırı yönlendirmesine karşı dikkatli olmakta fayda vardır. Çünkü
zekamız, sürekli sorular sorarak ve sürekli tanımlamalar yaparak, canlı bir
bütünü sonrasında bir araya getiremeyecek kadar minik parçalara ayırabilir.
Tıpkı canlı bir bedeni, neşter ile birçok parçaya ayırmanın mümkün olabileceği
ama ardından ayrılan parçaların yeniden canlı bir bütün olarak bir araya
getirilmesinin mümkün olamayacağı gibi...
Sonuçta ;
aklımızın verdiği kararlara coşkumuzu ve yaşama sevincimizi yansıtmakta oldukça
zorlanırız. Oysa ruhun ve bedenin ana kaynağı olan yüreğimizden beslenen ve
yönlendirilen kararlar, yaşamı beş duyu ile yaşamamıza yardımcı olabileceği
gibi, bize gülümseyen ve gülümseten bir yaşam sunar ve yaşatır...
Yürek, ilkel
toplumlardaki tamtamların çığlığıyla sarsılırken, akıl yüreği sakinleştirmeye,
bildiği veya tanımlayabileceği çözümler üretmeye çabalarmış..
Bardak
Önce
bardağın sanalı :
Okyanusa,
Daldırırsan
bardağı,
Hacmi
kadarını alır,
Gerisi kalır
;
Gelince
gerçeğine :
Sıvı
dökersen,
Dolar,
Katı
koyarsan,
Sıkıştırman
gerekir ;
Yaşamla
terbiye edilen,
İnsan gibi,
Hacmi
kadarına,
Hükmeder ;
Ulaşmak
için,
Gülümseten
doğruya,
Bardağı
doldurmak yerine,
Çeşmede
kırmayı iste,
Kerameti
ise,
Bardakta
veya çeşmede değil de
Kaynakta
aramak gerektiğini,
Sakın ola
ki,
Göz ardı
etme ;
Bardakların
:
Dış
görünüşlerine aldanma,
Önce :
İçini
dolduranın,
Taşıdığı ve
taşıyacağı,
Adresi
algıla