Aksiyon
filmlerinde ve kitaplarında, genellikle bir kişinin bir şekilde hayatının
noktalanması istendiğinde ; kurgu, öncelikli olarak o kişinin hayatındaki
alışkanlıkların tek tek belirlenmesi ve sonrasında da onlar arasından ilgiliyi
istenilen sonuca taşıyacak uygun olanı üzerinde çalışılmayı, sonuç almak için ;
olmazsa olmaz olarak bizlere aktarmaktadır.
“Alışkanlık”
sözcüğünün Türk Dil Kurumundaki tanımları ise 1. Bir şeye alışmış olma durumu,
itiyat, huy. 2. Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet. 3. İç ve dış etkilerle
davranışların tekrarlanması ; hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beliren,
şartlanmış davranış. olarak okuyuculara aktarılmakta.
Günlük
hayatlarımızda ise, alışkanlık kelimesi bizlerin ; genellikle bir
olumsuzluğumuzu ifade ederken, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayacak ;
tıpkı limanlardaki gemileri açıklardaki dalgalardan, dalgakıranlar gibi koruyan
; sığınılacak limanları; ceza düşürücü açılımları sunan can simitleridir.
İki insan
arasında yaşanan tüm ilişki türlerinde taraflar ; ifade ve eylemlerini
genellikle karşılarındaki bireyin alışkanlıklarını dikkate alarak ve
yaşanacakları önceden şekillendirmeye ve/veya yapılandırmaya yönelerek
tanımlamaya çalışırlar.
Bu çerçevede
de bireyler, farkında olarak veya olmayarak ilişkinin gerek süreçleri gerekse de
sonuçları hususlarında, muhtelif beklentilerde bulunurlar. İşte ne olursa da, o
arada olur.
Taraflar
karşılarındaki bireye kendilerinden beklenen tepkiyi verdiklerinde, karşı taraf
alışkanlıklarına bağlı ön yargılarının ne kadar doğru olduğu düşüncesini
zihninde pekiştirecek ve bu tür ön yargılarının sıklığını arttırmaya devam
ederek, ilgili ilişkisinden hareketle tüm ilişkilerine zaman içerisinde bu tutum
ve davranışlarını taşıyacaktır...
Eğer ;
taraflar karşılarındaki bireye kendilerinden beklenen tepkiyi vermezlerse, bu
seferde karşı taraf sizin normal olmadığınızdan başlayarak bir çok açıdan ve
düzlemden sizi önce sorgulamaya başlayacak sonrasında da muhtemelen sizinle
çatışmaya başlayacaktır...
Kendimizi
veya karşımızdakini alışkanlıklara alışmak veya alıştırmaktansa, tanımları daha
öncesinde hiç yokmuşçasına her defasında yeniden yapabilme becerisini kazanma,
doğa ile uzlaşarak huzurlu ve keyifli yaşayabilmenin sırrıdır derim yıllarımın
tortusuyla...
Alıştırmak mı?
Alışkanlıklarına,
Alıştırmaktansa beni,
Alışkanlıklarıma,
Alıştırmaktansa seni,,
Tepkilerini
ve tepkilerimi,
Taşıyalım
tepkisizliklere...
Uzakdoğu
savaş sanatları,
“Fiziksel
egzersizler,
Fiziksel
anılar üretir.” Der.
Savaşmak
için doğrudur,
Onun içindir
ki,
Karateye
başlayan talebeye,
Yüzlerce,
Araba camı
sildirirler,
Kata
çizmeyi,
Cam
silerken,
Öğrensin
diye...
Ama
Ya
uzlaşarak,
Yaşamı
yaşamak için,
Ezber
beklentiyi,
Tekrar !
Refleksleri
yönlendirmeyi,
Yaşam ise,
Yaşanmaktan
öte,
Sığ bir kap
suda,
Okyanusu
yargılamayı,
Gerektirmez
mi?
Güldürmek
istemiyorsan,
Sahibine
kendini,
Ne bugün,
Ne de yarın,
Ne kendini,
Ne de
karşındakini ,
Üç günlük
dünyayı,
Birkaç
dakikalık birikiminle,
Asla !
Ne tanımla,
Ne de
tanımlamaya doğru,
Yol
aldırmaya çalışma...