Yerkürenin
kuzey veya güneyinden çok doğusu ve batısı yerkürede yaşayan bireylerin
algılamasından eylemlerine davranışlarından ifadelerine tepkilerinde belirleyici
rol oynar...
Doğuda
herhangi bir algılama sonrasındaki sessizlik tepkiyi ifade ederken batıda her
algının sonrasındaki etkilenme mutlaka ifade veya davranış olarak bir tepkiyi
içerir... Onun içindir ki bir doğulu ile bir batılının yüzyüze iletişimleri,
düşüncelerini birbirlerine ifade biçimleri ve beraberinde birbirlerinin
tepkilerini algılama düzlemleri farklı nitelik ve niceliklerdedir.
Uzak doğulu
bir bilge der ki : “ Kendinden üstün insanların yanında kaçınman gereken üç hata
vardır: İzin verilmeden konuşmak, ki buna acelecilik denilebilir; konuşman
istenince konuşmamak, ki buna içten pazarlıklı olmak denilebilir; büyüklerin
gözüne bakmadan konuşmak, ki buna da körlük denebilir.”
Batılı bir
düşünür ise : “Algılamana sessiz kalma, tepkini davranış olarak göstermesen de
ses ver ; yaşamına seyirci kalma, geleceğini düşünmektense gündeminle önündeki
gündemi birleştir.”
Düşündüğünü
konuşabilmek konuştuğunuysa yazabilmek ve/veya yapabilmek ; ne kolay bir ifade
biçimidir, ne de kolay bir yaşam tercihi...
Hemen herkes
düşünür. Düşünenlerin çok az bir kısmı düşüncelerini ifade etmesi sonrasındaki
tepkileri göze alarak düşüncelerini yazılı ve/veya sözlü ifade etme cesareti
gösterebilir. İfade sahibinin ifadesine paralel tutum ve davranış sergilemesi
ise çok daha zor, çok daha fazla samimiyeti içerir. Zaman zamanda bir düşüncenin
ifade maliyeti kişiye düşündüğünden veya ödeyebileceğinden fazlaca da gelebilir.
Vereceği
tepki ile sonucu değiştirebilme şansını yitirenler ah keşke geçmişte
yapabilseydim, verdiği tepki ile kaybedenler ise ah keşke geçmişte
düşünebilseydim derler... acaba neden ?
Suya
benzeyen zeki insanlar zihinsel ve/veya ifadesel genellikle yerlerinde
duramazlarken ; sağlamcı bireyler dağlara benzerler ve çoğu zaman dağların gece
ile gündüz arasındaki sıcaklık farkından zamanla kuma dönüşmeleri gibi onlarda
düşünürken erirler ve kaybederler...
Ne zevklerin
peşinden koşmalı, ne de hesaplamaya planlamaya çalışarak kendi yaşantımızı
ertelemeye çalışmalı.
Sonuçta
enerjimizi önce anlamaya sonra yaşamaya yöneltirsek ; görünüşümüzde müşfik,
tavırlarımızda nazik, sözlerimizde vicdanlı ve şuurlu olursak, vazifelerimizde
cömert davranır, şüphelerimizde bilgi alır, kızgınken bunun muhtemel sonuçlarını
düşünür ve karar verme şansımız varken dikkatimizi gündemimize çevirirsek
kendimiz ve çevremiz için çok daha fazla sinerji üretmez miyiz ?
Bir
Ruhumu
yazdım
Bedenimi
yazdım
Topladım
baktım
Bir...
Seni yazdım
Kendimi
yazdım
Böldüm
baktım
Bir...
Yaşadıklarımı yazdım
Yaşayacaklarımı yazdım
Çarptım
baktım
Bir...
Aynaya
baktım
Cama baktım
Çıkardım
baktım
Bir...
X yazdım
Y yazdım
Böldüm
baktım
Topladım
baktım
Çıkardım
baktım
Çarptım
baktım
Ne göreyim
Hep bir...
Bir...
bir... bir
Haydi şimdi
Ne dersin
Birleri
Nihai Bire
Özlerle
taşımaya