Erdeme giden yol...

Sevinçleri, başkalarına bağlı olan insanların yaşamları ; sevinçlerinin bağlı olduğu insanlarla yaşadıkları ilişkilerinin iniş veya çıkışları ile doğru orantılı olgunlaşacak ve değişecek, ayrıca da sevinçleri veya kederleri, daima istikrarsız olarak hayatlarında, daim var olacaktır.

Hayatlarında yaşananların veya yaşanacakların ; kederden çok mutluluk ve sevinç olmasını isteyen insanlar ; kendi kendilerini tanıyarak ve kendilerindeki özden, kendilerini besleyerek, kendilerine yetmeli ve beraberinde verebileceklerinden fazlasını, bir başkasından talep etmemelidirler.

Bu çerçevede, kalıcı mutluluk ; kendimizin, kendi içimizdeki ruhumuz ile bedenimizde, aklımız ve yüreğimizle barışık, asgari kendimize yetecek düzeyde ; yaşamı yaşarken, çevremize yaşatmamızla orantılı olarak, yaşanacak ve çevremize yansıtılarak, kendimizde kurumsallaştırılacaktır.

Şan, şöhret, başarı ve çevremizdeki kişiler tarafından sevilme,sayılmayla birlikte takdir edilme olguları, süreçle sahip olduklarımızı bizlere kaybetme korkusu verir veya verebilir. Kaybetme korkusu; sahip olduklarımıza karşı özümüzün, özünün uyarısından başka, bir şey değildir. Cesaretimiz ; özün, üzümde var olmasından dolayı ise. Esaretimiz ; sonu olanlara değil de, özümüzdeki özü bilmekten öte yaşamaktansa. Gülümseyin ! çünkü, doğru yolda ve doğru kaynaklarla, yol almaktasınız.

Yeryüzünde varolan, tüm canlı ve cansız değerlerin ; başlangıcı, gelişimi veya var olma ömrü ve sonrasında ise, sonu vardır. Bitki ; tohum olarak başlar, yetişir ve ölür. Hayvan ; doğar, büyür ve ölür. Eşya; yapılır, kullanılır ve eskir.

Gerçek böyle olunca ; yaşayan veya var olan her şey, var olma ömrü ve var olma sebebiyle orantılı olarak ; belli bir süre, var olma gerekçesinin hakkını vermeye çalışarak veya kendisinde varolan gerçeği,  Hintli doğmadan, terzi olmadan, “bulunmaz Hint kumaşını arayarak” ve gargara yaparak yaşamaktan öte, doldur boşalt yapmadan, yaşamalı ve yaşadığını yaşatmalıdır.

Bu bağlamda ise, erdeme giden yol ; tıpkı tatlı veya tuzlu sularda, balık avlamanın mevcut yollarından birisi olan, karadan veya deniz üzerinden, denize olta atılarak yapılan avlanmaya benzer. Nasıl ki ! bildiğimiz dünyadan, bilmediğimiz dünya olan denize, olta atmadan önce avlamayı isteyeceğimiz balığın türüne göre, sonuç ; uygun olta ve beraberinde uygun şartlarda hazırlanmış gerçek ve sair yemlerin hazırlanması ile mümkün olabiliyorsa ; huzur ve mutluluğa giden yolda, yaşadığımız süre boyunca oluşturduğumuz bilgi ve birikimlerimizin haricinde, başka bilgi ve birikimlerin de yaşamda mevcut olduğunu bilerek ve anlamaya çalışarak, mümkün olabilir....

 

Yoldaki yolcu

 

Günün birinde,

Öz, diğer adıyla mevcut,

Kaynaktan başka,

Her kaynaktan

Yardım almanın,

Mümkün olmadığı,

Canlara giden otoların,

Cansız oto yollarında ;

Yolda kalan sürücünün,

Arayıp da bulduğu,

Oto tamircisinden,

Yardım talebinde bulunduğunda ;

Otonun bir yerindeki,

Contayı sıkarak,

Sorunu çözen ustanın,

Sürücüye bedelini aktardığında, 

Oto kullanıcısınınsa,

İstenen değeri sorguladığında ;

Araçlara değil,

Amaca giden sonuçlara,

Bir ömür odaklanan ustanın,

Talep ettiği değerin, yüzde birini,

Fiziki conta sıkmasının,

Yüzde doksan dokuzununsa,

Hangi contayı sıkmasını bilmesinin,

Oluşturduğunu ifade etmesi gibi ;

Özü tanımayan sürücüye,

Nihai olmayan gerçeğin,

Aktarılmaya çalışılması gibi,

Mümkün mü?

Özümüzde yaşamadan,

Öz yolu olan,

Erdeme gidebilme

Yaşama Dair Makaleler

İletişime Geçin

Tüm soru istek ve görüşleriniz için lütfen bana yazın.