İşimize Bilgece Yaklaşmak  

         Japonlar ; işyerlerinde işlerini yaparken veya yaptırırken, bir ibadethane içerisindeymiş gibi yürekten bağlılıkla, bir kışladaymış gibi ruhen ve bedenen disiplinle ve bir spor salonundaymış gibi fiziksel egzersizlerle, işi yapar, yaptırır, yaşar ve yaşatırlar.

Her iş özeldir ve kendi içinde önemlidir. Ayrıca ; her işinde kaynaklar ve imkanlar dahilinde, kendi içinde öncelikleri ve süreçleri mevcuttur. İşlerin  önem derecesine göre sıralanması ve kaynak harcanması ise planlamadan nihai sonuca kadar hemen her aşamasında oldukça ehemmiyetli ve göz ardı emilmemesi gereken bir husustur. Kritik soru ise ; hangi iş, ne derecede öneme, sahip iştir ?

   Birinci derece önemli iş ; eğer ilk defasında doğru yapılmazsa, sonradan düzelmesi mümkün olmayan iştir. Bu işleri mutlaka kendiniz yapın.

İkinci derece önemli iş ; eğer ilk defasında doğru yapılmazsa, daha sonra düzeltmesi mümkün olan, fakat bunun için maddi, manevi bedeller ödenecek olan iştir. Başka birinin yapmasına izin verin, ama yapılmış olduğunu varsaymadan önce mutlaka kontrol edin.  

         Üçüncü derece önemli iş ; ilk defasında doğru yapılmazsa düzeltilebilir ve maliyeti de pek yüksek olmayan iştir. Başka birine yaptırın ama yapılmamış olabileceğini düşünerek davranın.

Nihai olarak ; takip ve kontrol edilmeyen iş, iş değildir. Performansların ölçülmediği ve ilgililerine yansıtılmadığı iş, adil değildir. Eğitimle ve teknoloji ile desteklenmeyen iş, kazandıran değildir. Profesyonelce yaklaşılmayan iş, günün birinde karın doyurmayı riske etmektir.

Aklı iyi işleyen iş sahibi, ne yapacağını bilmesini sağlayacak bilgeliğe, nasıl yapacağının bilgisine, ihtiyaç duyduğunda danışabileceği adreslere ve bunu gerçekleştirmek içinde kendi motivasyonunu sağlayacak kaynak ve enerjiye sahip olan ve ayrıca suya düştüğünde değil, sudan çıkamadığında boğulacağını, bilen kimsedir. 

İnsanın işi ile ilgili karşılaşabileceği bir başka büyük tehlike de, var olduğundan habersiz olduğu tehlikedir. Dolayısıyla işinizde sorun olmasını beklemeden zaman zaman farklı gözlerle bakmayı veya işinize baktırmayı ihmal etmeyin. Unutmayın ki ! insan bünyesinin rutin kontrolleri yaşamı uzatır.

 

Günümüzde bilgece işine yönelmiş kimse, iyi çalışan bir bedene, iyi analiz eden bir akla ve huzurlu bir ruh haline sahip olmalı ve sosyal ilişkilerinde  almayı düşünmeden verebilmeyi becerebilmelidir.

         İşinize coşku ile sarılın. Coşkunuz, ruhsal ve bedensel önce kendinize, sonrasında ise içerisinde bulunduğunuz topluluğa yansıdığında inanmakta zorlanacağınız kadar sinerji ve enerji ortaya çıkarır. Tıpkı bünyemize havanın verdiği zindelik, ateşin verdiği sıcaklık gibi, bütün büyük başarılar coşku ile çarpan kalplerin eseridir.

         Bu dünyadaki gündemimiz ile ilgili bu kadar yazınca , nihai adresimiz içinde bir anımsatma yapmakta sanırım fayda var.

 

Hiçbir Şey

 

Yüreğinin özündeki erdem,

Sessizliğin sesindeki endam,

Yaşamak ile tanımak arasındaki gizem,

Okudukça, yaşatır çok şeyi,

Taşır, hiçliğe hiçbir şeyi ;

 

Kızgın suya atıldığında kurbağa,

Sıçrar gider yaşama,

Soğuk sudan,

Taşındığında zamanla kaynayan suya,

Teslim olur yaratana,

Okudukça, yaşar çok şeyi,

Uzanır gider, nihai sahibine ;

 

Hiçliğe giden yolda,

Talip olursan,

Dünyadaki hiçbir şeye,

Özündeki öz,

Taşır seni her şeye ;

 

Yönlendirmişse,

Yaradan sana her şeyi,

Bakmaktan öte görmeyi,

Yaşamaktan öte,

İste özündeki özle,

Öze gitmeyi ;

 

Özüm !

Her şey belli,

Şiirin adı,

Günün adı,

Ayın adı,

Yılın adı,

Senin adın,

Benim adım,

Geriye kalan her şey,

Aslında hiçbir şey !

Yaşama Dair Makaleler

İletişime Geçin

Tüm soru istek ve görüşleriniz için lütfen bana yazın.