Bir duygu
veya düşünceyi ifade ederken yazmak diğer bir ifade ile kaleme almak ; o duygu
veya düşünceyi düşünmekten veya sözle ifade etmekten çok daha fazla zihinsel
çaba gerektirir.
Düşünme veya
konuşma esnasında üzerinde durulmayan ifadelerimizdeki bazı belirsizlikler,
yazıya döküldüğünde hemen dikkatimizi veya dikkatleri çeker.
Belli bir
konuda düşünme ve konuşmadan farklı olarak yazma eylemi, bizleri önce
ifadelerimizde tutarlı olmaya zorlar, sonrasında ise ifadelerimizin belleğimize
daha kalıcı olarak girmesini sağlar.
Düşünmek,
tabii ki olası planlama sürecinin başlangıç noktasıdır. Düşüncelerimizin bir
çoğu ise, zihnimizden su yüzeyine yazı yazmışçasına hızla gelir ve geçer.
Nadiren düşüncelerimizi sözle ifade eder, çok daha nadiren ise yazıya dökeriz...
Düşüncelerimizi söze dökmek, düşünmekten çok daha fazla sorumluluk ve tutarlılık
gerektirir. Düşünme eylemi zihnimizde diğer bir ifade ile kendi içimizde
gerçekleşir. Düşüncelerimizi söze döktüğümüzde ise asgari konuştuğumuz an
içerisinde bize sorumluluk yükler. Eğer ki düşüncelerimizi söze dökemiyorsak ,
düşündüğümüz husus büyük olasılıkla tarafımızca ifade edilmeye ve çevremizle
paylaşılmaya hazır değildir.
Düşüncelerimizi doğru zamanda, doğru yerde ve doğru insan veya insanlarla
konuşmamızın nihai verimliliği çok yüksek olur.
Yazıya,
eyleme veya kayıtlara geçmeyen sözde, deniz kenarında gelgitlere maruz kalan
toprağa yazılan söz gibidir....
Zihinde en
kalıcı etki, bir ifadeyi yazıya taşımakla sağlanır. Yazmak, her şeyden önce
fikirlerimizin tutarlı, mantıklı ve uygulanabilir olup olmadığını hemen ortaya
çıkarır.
Onun içindir
ki ; toplam kalite yönetimi özünde yaptığını yaz, yazdığını ise yap ifadesini
kapsamaktadır....
Günlük
hayatta gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerimizi biz bir yerlere yazmıyor
olabiliriz ama bu bizim yaşadığımız hayattaki sorumluluklarımızı, bizlere göz
ardı ettirmemelidir !
Özümüze,
özümüzden dolayı duyduğumuz saygı düşüncelerimizden, sözlerimize, sözlerimizden
yazdıklarımıza, yazdıklarımızdan yaşantımıza kadar tüm renk ve tonlarda
yaşanmalı ve yaşatılmalıdır.
Unutmayalım
ki ; güzel düşünen, güzel görür. Güzel gören güzel konuşur, güzel konuşan güzel
davranır ve yaşar...
Ne İle Kavga
Etmeli
Kavgaların
özetini,
Anlatayım
sana da,
Kavganın
içeriğini anla ;
Mantık :
Güçlü
söylevlerle,
Fiziksel
rahatlamayı,
Beraberinde,
Ruhsal
sıkıntıyı getiren ;
Duygu :
Teslimiyetinde,
Bir ömür
boyu,
Esareti
beraberinde getiren ;
İçgüdüler
ise !
Tıpkı,
Susuzluğun
tuzlu suyla,
Giderilmesi
gibi,
Suladıkça
taleplerini,
Ruhunu ve
bedenini,
Bataklığa
taşıyan ;
Bunlar,
Böyle
gerçekleşiyorsa,
Nasıl kavga
etmeden,
Öz ile
yürümeli ?
Düşün
anneni,
Gün
içerisinde beslenirken,
Bir çok
rengi,
Bir çok
değeri,
Yemesine
rağmen,
Seni !
Kar beyazı,
Sütle
beslemesinden ;
Bilemiyorum
!
Sözün
özünde,
Kavganın
özünü,
Özetleyebildim mi,
Acaba
özüne..