Uzun yıllar sonra, Avustralya’ya giden bir dilimci, yerlilerin bu hayvan için
başka bir kelime kullandığını öğrenir. Kangroo kelimesinin ise, yerli dilindeki
anlamının “seni anlamıyorum” olduğunu öğrenir ve gerçek ortaya çıkar.
Duygu ve düşüncelerimize, bir başka ifade ile ise hislerimize, tercüman olan
kelimeler ; bizim hangi duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek istediğimizden çok,
karşımızdaki bireyin hangi şekilde algıladığıyla orantılı tepki vermesine sebep
olur..
Günlük
yaşantımızda ise, çoğu zaman duygu ve düşüncelerimizi, isteyerek veya
istemeyerek, geçmişten gelen alışkanlıklarımızla veya o anda aklımıza gelen
kelimeler ile ifade ederiz.
Oysa, ne
konuşacağımızdan daha çok, neleri konuşmamız gerektiğini bilmek, bizlerin daha
sonrasında telafisi mümkün olmayan, hatalar yapmamızı engeller.
Dudaklarımızdan çıkan hemen her sözcük, bir buz kütlesi gibidir. Sözcüklerimiz
düşüncelerimizi ifade eder ama kendimizce. Oysa birlikte düşünmek veya birlikte
nihai bir noktaya gitmek için, buz kütlesi olan kelimelerimizi bir potada, bir
kapta eritmek ve onları bir ahenk içerisinde ifade etmek gerekir.
Bir
zamanlar, bir yerlerde çok öfkeli ve hırçın bir çocuk varmış.
Günün
birinde babası oğluna bir torba çivi vermiş ve her sinirlendiğinde arka
bahçedeki çitlere giderek oraya bir çivi çakmasını istemiş. İlk gün çocuk 51
çivi çakmış, daha sonraki günlerde çakılan çiviler gitgide azalmış. Çocuk ise
zamanla öfkesine hakim olmanın arka bahçeye gidip çivi çakmaktan daha kolay
olduğunu fark etmiş ve sonrasında da öfkesine hakim olmayı öğrenmiş. Gidip
durumu babasına anlatmış. Babası bu defa oğlundan kendisini tutabildiği her gün
için çivilerden bir tanesini sökmesini istemiş. Birkaç gün sonra çocuk babasına
tüm çivilerin bittiği haberini vermiş. Babası çocuğun elinden tutmuş ve çitlerin
yanına götürmüş.
Baba :
-"Aferin oğlum, iyi iş becerdin ve öfkene hakim olmayı başardın."
-"Ama ; şu
çitlerdeki delikleri görüyor musun? İşte o çitler, bir daha asla daha önceki
halleri gibi olamayacaklar. Öfkelenip de kötü sözler söylediğinde, işte bu
çitlerde gördüğün gibi, delikler açılır kalplerde." Demiş.
Sonuçta ; alfabeye hakim olmaktan çok daha ötesini gerektiren, tepkilerimizi
kelimelerle ifade edebilmek veya aktarabilmek, önce düşünmeyi gerektirmekte...
Kelimeler
Dostlarım,
Cama benzer
kelimeler,
Görmeye
yardım etmediklerinde,
Engeldirler
görüşe ;
Kupkuru
topraklara düşen,
Yağmur
damlaları gibi,
Mümkün
olduğunca,
Yaşam vermek
ve uzlaşmak için,
Seçelim
kelimelerimizi ;
Etki veya
tepkilerimizi,
Kısa veya
uzun,
Olumlu veya
olumsuz,
Dudaklarımızdan çıkan kelimelerle,
Aktarmak
istediğimizde,
Karşımızdaki
bireye,
Sakın ha,
Göz ardı
etmeyelim,
İfadelerimizi ve hislerimizi,
Doğru
yansıtabilmeyi ;
Sağduyu ile
konuştukça,
Şükrederek
yaşadıkça,
İnanın
kalmayacaktır sahibimizce,
Dudaklarımızdan çıkıp ta,
Ödüllendirilmeyen,
Tek bir
kelime