Olmazsa olmaz ne olmalı ?

Bir fil sürücüsünün hepsi kör olan altı oğlu varmış. Günün birinde Fil sürücüsü, çocuklarına fili yıkama görevi vermiş. Sonrasında ise, kardeşler el birliği ile babalarının verdiği fili yıkama görevini yerine getirmişler ve ardından da başlamışlar filin nasıl bir şey olduğunu, babalarına aktarmaya... Kardeşlerden ilkinin : “Fil ; sivri ve uzun, bir çift kemiktir.” dediğinde filin dişlerini ; kardeşlerin ikincisin ise : “Fil, çok kalın bir ip. ” dediğinde filin hortumunu yıkadıklarını, baba anlamıştır. Filin kulaklarını yıkayan üçüncü kardeş ise, filin yelpazeye benzediğini ısrarla savunurken ; fili dört sütuna benzeten kardeş ise ; takdir edersiniz ki, filin bacaklarını yıkamıştır. Beşinci kardeş : “duvar gibi” dediğinde, filin yanlarını yıkadığını ; altıncı ve son kardeşinse fili “yukarıdan aşağıya sallanan ,bir sicim.” olarak tanımladığında ise ; filin kuyruğunu yıkadığı, anlaşılmıştır... Tüm bu açıklamalar sonrasında da baba, altı evladına birden : “hepinizin söylediği filin bir parçasını ifade ediyor ama filin kendisi etmiyor” demiş...

Dolayısıyla ; karar sürecinde ihtiyaç duyduğumuz ve olmazsa, olmaz olan ; yüreğimizin kılavuzluğunda ve duyularımızın algıladıklarının ötesinde, bütünü görebilme ve sonrasında da bütünü ifade edecek kararlar verebilme becerisinde değil mi ?

Hayatımız boyunca bir çok defa karar verme mecburiyetinde kalır ve/veya karar vermeyi isteriz. Karar vermemiz gereken hemen her durumda birden fazla seçenek mevcuttur. Kararımızı belirleyen, karar destek unsurlarımız ise, her seferinde aynı değildir.

Yüreğiyle karar alanları akılları, akıllarıyla karar alanlarıysa yürekleri, çoğu zaman asgari sorgular.

Karar almakta zorlananlarsa, sık aralıklarla karar vermeleri gerektiğini düşünürler ama bir türlü kendi gündemlerine odaklanarak, karar vermeyi başaramazlar. Karar vermektense, daima bir sonraki aşamayı beklemeyi veya karar almak ve uygulamak yerine, karar almayı ertelemeyi tercih ederler ve farkında olmadan veya bilerek, mevcut durumlarından vazgeçemediklerinden, yaşamlarını yaşamaktan öte, soluyarak tüketirler.

Karar alırken, karşılığını almayı düşünmeden verebileceklerimizi temel alır ve sonrasında da keşke demektense bedelini ödeyerekten yaşayabilmeyi sindirebilirsek, daima gülümser ve daima da gülümsetiriz. 

 

Kumaşın yolu

 

Ortak asgari müşterekler,

Oluşmuşsa ortamda,

Elde de,

Sağlam bir kumaş mevcutsa,

Kumaşa işçilik verebilecek,

Bir de kamil terzi,

Hazırsa...

 

İster tulum,

İster pijama,

İster smokin,

İşte o zaman,

Talebin kalitesi ,

Nihai ürünü,

Taşır duyulara...

 

Unutma,

Yüzme bilmeyen,

Suya düştüğünde değil,

Sudan çıkamayınca boğulur,

Bir kaşık suda,

Bir koca okyanusta,

Olsa da...

 

Evet !

Her defasında,

Birçoğu,

Mutlu olmak için,

Ararken sebep kendine,

Yeter, senin gülümsemene,

Kumaşının, derinliği de,

Terzinin, kalitesi de.

Yaşama Dair Makaleler

İletişime Geçin

Tüm soru istek ve görüşleriniz için lütfen bana yazın.