Sadeliğin derinliği...

Bir yerde okumuştum : “Kim eklerse eksiltir.”. Üç basit sözcük. Özne, yüklem ve zarf. Fikri ifade etmek için ne bir sözcük eksik, ne de bir sözcük fazla. Evet, tıpkı ağzına kadar dolu bir bardak suya, yeniden su ilave edildiğinde ; öncelikle israf, sonrasında da maliyetten başka anlam sağlamayacağı gibi...

Kendi haliyle bütün olan bir şeye ekleme yapmak, ondan bir şey eksiltme olasılığını beraberinde getirir. Tıpkı , anlamlı bir bütünü parçalarına ayırdığımızda veya anlamlı bütünün detaylarına daldığımızda bütünü kaybetme veya bütünden uzaklaşarak tekrar bir araya getirememe riskini taşımasındaki gibi...

Karşınıza bir sorun çıktığında soruna çözüm aramak yerine, soruna en sade çözümü arayın. Unutmayın ki : çözüm sade değilse, karmaşıktır ;  dolayıyla da çözüm karmaşıksa, çözümün kendisi de bir sorundur, çözüm değildir. Dolayısıyla bir sorunu bir başka sorunla değiştirmeyin veya sorunu genişletmeyin.

Yönetici veya yönlendiriciler tıpkı eğitici veya öğreticiler gibi talimatlarında sadeliği tercih ederler. Nedeni ise sade bir talimatın yanlış anlaşılma olasılığı içermemesidir. “Çalış” komutu özdür ve ifade gücü kesindir. Bu nedenle de yüzyıllar boyu her dilde ve her kültürde sadelik tercih edilmiş ve sonuç alınmıştır.

Yaşamımızda hemen her şeyi sade tutmak için çaba göstermeli, tepki ve ifadelerimizde sadeliği tercih etmeli, zorlandığımızda ise doğaya bakmayı onu anlamaya çalışmayı huzurumuz ve mutluluğumuz için kendimize kılavuz edinmeliyiz.

Kabul edilmiş bilimsel gerçeğe göre her çözümün eşit göründüğü durumlarda en sade açıklaması olan, doğru olanıdır. En sade eylem, en sade açıklama, en sade strateji doğru olanıdır. Neden mi? Hatalar kuralı yüzünden.

İnsanoğlu da çoğu zaman yaşamıyla ilgili karar verme eşiğine geldiğinde, kararını olgunlaştırmak yerine, karar vermekten kaçınır ve daha çok detayı algılamak ve farklı açılardan alternatifler elde etmek ister. Çoğu zamansa geldiği nokta, sadeleşmek yerine çoğalmak olur ve belki de elindeki bütünü, bir daha bir arada ne bulabilir ne de yaşayabilir.

İşten, aşa ; iki insanın birlikteliğinde izleme ile başlayan süreç , bilgilerin toparlanması sonrasında ilgi ile yoğrulmuşsa, özünde inanç mevcutsa, azim ve kararlılık nitelik ve nicelik olarak sağlanmışsa, tutku oluşmuşsa, sonuçta fedakarlıklar yapılarak ilişki anlam kazanır. Evlilikten, çalışma hayatına...

Tutkum sadeliğe

 

Havadan suya,

Sudan toprağa,

Gökyüzü ile yeryüzü arasında,

Kaotik bir fanusta,

“N” tane kargaşayı,

Görünürde yaşam,

Yaşatsa da yaşayanlara ;

 

Nihai özde,

Kurgusundan idamesine,

Sade ve yalın,

Tek bir öz yok mu,

Güneşinden Ay’ına,

Ayı’ndan dünyasına ;

 

Dün yoktuk,

Bugün varız,

Belki yarın,

Yine yok oluruz,

Yorsak ta,

Yorulsak ta,

Geldiğimiz gibi,

Gideceğimize göre...

 

Aynamdan camlara,

Dünden bugüne,

Sade yüreğimle,

Gelecekte de tutkum,

Sadeliğimle sadeliğe..

Yaşama Dair Makaleler

İletişime Geçin

Tüm soru istek ve görüşleriniz için lütfen bana yazın.